RAVİ
Zeyd İbnu Vehb

HADİS
Rebeze'ye uğramıştım. Orada Ebu Zerr (ra)'i gördüm. Kendisine: "Seni buraya getiren sebep nedir?" diye sordum. Şöyle açıkladı: "Şam'daydım. Bir ayet hakkında Muaviye (ra) ile ihtilafa düştük. Ayet şu: "Ey iman edenler! Hahamlar ve rahiplerin çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler. Allah yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda sarfetmeyenlere can yakıcı bir azabı mujdele. Bunlar cehennem ateşinde kızdırıldığı gün, alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak. "Bu, kendiniz için biriktirdiğinizdir, biriktirdiğinizi tadın" denecek" (Tevbe, 34-35). Muaviye (ra): "Bu ayet ehli kitap hakkına inmiştir" dedi. Ben ise: "Hem bizim, hem de onlar hakkında indi" dedim. Bu mesele üzerinde aramızda ihtilaf çıktı. Halife Hz. Osman (ra)'a yazarak beni şikayet etti. Hz. Osman bana yazarak Medine'ye gelmemi emretti. Bunun üzerine Medine'ye geldim. Halk, sanki daha önce beni hiç görmemiş gibi, çoklukla etrafımı sardı. Durumu Osman (ra)'a açtım. Bana: "İstersen buraya yakın bir yere git" dedi. İşte beni buraya getiren gerçek sebep budur. Benim üzerime Habeşli siyahi bir köleyi amir tayin etseler mutlaka dinler, itaat ederim."

KAYNAK
Buhari, Zekat 4, Tefsir, Berae 6


YANARIM YAR YANARIM.....!


Dostun Cemalin aşinası,neylesin bi çareler,
Arzeder yar visalin,yanarım yar yanarım.

Günde yüzbin kurban,bir takım dildareler,
Ah çeker gönlüm neylesin,yanarım yar yanarım.

İstemem ben bu cihanın,ziyneti ziyasını,
Giriftarım derdi aşka,yanarım yar yanarım.

Vaslıyın bad-ı sebası,cana ettikce niyaz,
Perişan eyledi gönlüm,yanarım yar yanarım.

Can tahammül eylemez,derdine ol didarenin,
Hep ruzi-şen ahi-zar ile,yanarım yar yanarım.

Hicranda yaktı vücudun,neylesin bu Hüsni'ya
Beklerim kapında senin,yanarım yar yanarım.