RAVİ
Ebu Said
HADİS
Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "(Kıyamet günü) Hz. Nuh (a.s.) ve ümmeti gelir. Cenab-ı Hakk ona: "Tebliğ ettin, dinimi duyurdun mu?" diye sorar. Nuh (a.s.): "Evet, ey Rabbim" diye cevap verir. Rabb Teala bu sefer ümmetine sorar: "Nuh (a.s.) size tebliğ etmiş miydi?" "Hayır!" bize peygamber gelmedi" derler. Rabb Teala Hz. Nuh (a.s.)'a yönelerek: "Söylediğin şey hususunda sana kim sahicilik edecek?" diye sorar. Nuh (a.s.): "Muhammed (sav) ve ümmeti!" der ve Muhammed (sav)'nın ümmeti: "Nuh tebligatta bulundu" diye şehadette bulunur. Bu duruma şu ayet işaret eder: "Biz böylece sizleri vasat bir ümmet kıldık, ta ki insanlara karşı şahidler olasınız" (Bakara, 143).
KAYNAK
Buhari, Tefsir, Bakara 13, Enbiya 3, İ'tisam 19; Tirmizi, Tefsir, Bakara (2965); İbnu Mace, Zühd 34,
DERTLILERE DERMAN BENIM
Katre sanan bilmez beni,
Deryalara umman benim.
Munkir olan bulmaz beni,
sadıklara Âyân benim.
Geçtim dünya kesretinden,
Hazzım tevhid lezzetinden,
Hâmhane-i vahdetinden,
Müdam içen sekran benim.
Terkeyledim nâmu şânı,
Fedâ ettim Ona cânı,
Keşfoldu sırrı sübhâni
Esrarından hayran benim.
Bilmez oldum mah-ı visalim,
Mansur hali oldu halim,
Enel haktır daim kâlim,
Maksud olan canan benim.
Hüsam neyler cânu teni,
Çün gayriden oldu beri,
Talip olan gelsin bari,
Dertlilere derman benim