RAVİ
Ammar İbnu Umayr

HADİS
Ubeydullah İbnu Ziyad ve arkadaşlarının kellesi geldikçe Kufe'nin Rahabe mahallesinin mescidinde üst üste dizildi. (Seyirci kalabalığı) ben de yaklaştım. "Geldi! Geldi!" diyorlardı. (Ne idi bu gelen? Merak edip daha da yaklaştım). Meğerse bir yılanmış. (Nerden geldiyse) gelmiş, kelleler arasına girip (kayboluyor, tekrar) çıkıyordu. Derken Ubeydullah İbnu Ziyad'ın burun deliğine girdi ve orada bir müddet kaldı. Sonra çıkıp gitti ve kayboldu. Biraz sonra kalabalık tekrar bağırmay a başladı. "Yine geldi! Yine geldi!" Bu hal iki veya üç kere tekerrür etti.

KAYNAK
Tirmizi, Menakıb, (3782)


DERTLILERE DERMAN BENIM


Katre sanan bilmez beni,
Deryalara umman benim.
Munkir olan bulmaz beni,
sadıklara Âyân benim.

Geçtim dünya kesretinden,
Hazzım tevhid lezzetinden,
Hâmhane-i vahdetinden,
Müdam içen sekran benim.

Terkeyledim nâm’u şânı,
Fedâ ettim O’na cânı,
Keşfoldu sırrı sübhâni
Esrarından hayran benim.

Bilmez oldum mah-ı visalim,
Mansur hali oldu halim,
Enel hak’tır daim kâlim,
Maksud olan canan benim.

Hüsam neyler cân’u teni,
Çün gayriden oldu beri,
Talip olan gelsin bari,
Dertlilere derman benim