RAVİ
Ebu Hureyre
HADİS
Resulullah (sav) (bir gün): "Bir tarafı karada bir tarafı da denizde olan bir şehir işittiniz mi?" diye sordular. Oradakiler: "Evet!" deyince, şöyle buyurdular: "İshakoğullarından yetmiş bin kişi bu şehre sefer tertiplemedikçe kıyamet kopmaz. Askerler şehre gelince konaklarlar. Ancak silahla savaşmazlar, tek bir ok dahi atmazlar. "Lailahe illallahu vallahu ekber!" derler. Bunun üzerine şehrin kara tarafı düşer. Sonra askerleri ikinci kere, "Lailahe illallahu vallahu ekber" derler, şehrin diğer tarafı da düşer. Sonra tekrar "Lailahe illallahu vallahu ekber!" derler. Bu sefer onlara (kapılar) açılır. Oradan şehre girerler ve şehrin ganimetini toplarlar. Ganimetleri aralarında taksim ederlerken, yanlarına bir münadi gelip: "Deccal çıktı!" diye bağırır. Askerler her şeyi bırakıp geri dönerler."
KAYNAK
Müslim, Fiten 78, (2920)
GöNLüM şADAN EDEN şEN GüLüM YANDı
Yine aşk meyinden bir dolu içtim
Meğer aşk badesiymiş bayıldım düştüm
Gonca gülümü tomurcuğa değiştim
Gönlüm şadan eden şen gülüm yandı
Şeyhim geliyormuş Kırıkkaleden
Bir haber getirirmi gözü eladan
Mevlam esirgesin türlü beladan
Seher vakti şakıyan bülbülüm yandı
Doğdu tez dolaştı gönül güneşi
Durmadan akıyor gözümün yaşı
Ateşle yaralı bağrımın başı
Müzmüşem laleli sümbülüm yandı
Yine gam elinden bir şimşek çaktı
Düştü bir yıldırım sinemi yaktı
Gonca gülümü har içinde bıraktı
Dünyayı seyreden dürbünüm yandı
Sabret Hasan bu dostun bir cilvesi
Battı ciğerime tığın iğnesi
Tevhidin acısı var bu neyin nesi
Kolları boynunda sargılım yandı