RAVİ
Ebu Hüreyre

HADİS
Resulullah (sav) bizi (bir tecziye vazifesi ile Mekke'ye) gönderdi ve (Kureyş'ten iki kişinin ismini vererek) : "falanca ve falancayı yakalayabilirseniz onları ateşte yakın" dedi. (Hazırlıkları bitirip) tam Medine'den ayrılacağımız sırada (bizi çağırtarak): "Ben size falan ve falanı yakmanızı emretmiştim. (Sonra düşündüm ki) ateşle yakma cezasını vermek Allah'a aittir. Onları yakalarsanız öldürün"

KAYNAK
Buhari, Cihad 149; Ebu Davud, Cihad 122, (2674); Tirmizi, Siyer 20, (1571)


PİRİM HÜSAMETTİN UŞAKİDİR HU


Yeşil nur dikilmiş arşın üstüne
Müritlerin seni görmek kastine
Himmeti daim mürit üstüne
Pirim Hüsamettin Uşakidir Hu

Mergabını gördüm nura gark olmuş
Aşkın badesini eline almış
Kurulmuş bir divan müritler gelmiş
Pirim Hüsamettin Uşakidir Hu

Doldurdu bir bade verdi iç deyu
Kuruldu bir sırat, çabuk geç deyu
Emrettiler bu kapıyı aç deyu
Pirim Hüsamettin Uşakidir Hu

Ellerini açmış, dua kastına
Elleri yetişir arş’ın fevkine
Gerer kanadını mürit üstüne
Pirim Hüsamettin Uşakidir Hu

Üçler, beşler, yediler, kırklarla beli
Oturmuş Hüsnü ile bir meydan eri
Güneşle yarışır yüzünün nuru
Pirim Hüsamettin Uşakidir Hu

O nuru görünce aklım zayoldu
Necati Hüsnü ile Fehmi ‘de geldi
Osmanı Bahriye icazet verdi
Pirim Hüsamettin Uşakidir Hu